Güç dengeleri değiştikçe kişiler kendilerini eleştiriye daha fazla kapatıyor. Son yıllarda artan boşanma oranları da kadınların toplumda bağımsız birer birey olarak ayakta durabilmesine bağlanıyor. Kariyer konusu ise hem kadınlar hem erkekler için geçerli. Yüksek bir kariyere sahip kişilerin gözü biraz da olsa dışarıya kayıyor.
Hollanda’da bulunan Tilburg Üniversitesi’nden Prof. Joris Lammers 1,561 profesyonel çalışan üzerinde yürüttüğü araştırmada cinsiyete özellikle daha fazla önem verdi. Lammers, “Cinsiyet tarafından bakılırsa insanlar genellikle uzun iş gezilere çıkan erkeklerin aldatmaya daha yatkın olduğunu düşünür. Ancak aldatma yüksek mevkiideki kadınlar ve erkeklerle ilgili bir konu değildir. Bir ilişkide aldatma yaşanması cinsiyete bağlanamaz” dedi.
Ancak anket sonuçlarına göre yüksek mevkiiye sahip ve mutlu bir aile tablosu olmayan kadınların eskiye oranla aldatmaya daha meyilli olduğu görüldü. Eşinden memnun olmayan kadınlar, erkekler kadar cesur davranıp sevgili edinebiliyor. Bu da kadınların baskı altında geçirdiği çocukluktan sonra kendi ayakları üzerinde durduğundaki dönemlerde yaşanıyor.
Uzmanlar aile kurumunun önemini ve aldatmanın sorunlu bir durum olduğunu vurgularken, çocuk yetiştirmenin de ileriki yaşamdaki aldatma eğilimini önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor.