Yaz geldi, ayaklar ortaya çıktı. Birçok ayak sorununun güneş ve denizin etkisiyle ortadan kalktığı sanılsa da bu bir yanılgı. Yaz ayları ayaklar için rahatlama anlamına geldiği kadar birçok sıkıntının da ortaya çıktığı bir dönem.

Ayak ve Ayak Bileği Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Selim Muğrabi, yazın yaşanan ayak sıkıntılarını, ayak rahatsızlıklarına göre giyilmesi gereken ayakkabıları anlattı

Tüm kış boyunca kapalı ayakkabılar arasında hapsolan ayakların yaz geldiğinde farklı ayakkabılar içinde sorun yaşadığını anlatan Muğrabi durumu şöyle özetliyor; “Bütün bir kış kapalı ayakkabı içindeki ayaklar, yaz gelince düz ve açık ayakkabılara alışmak durumunda kalır. Ve ayak bir anda kavis boşluğuna girer.

O yüzden yaz aylarında bir anda ayak ağrıları artabilir. Bundan kurtulmanın yolu; destekli terlikler, destekli ayakkabılar giymekten geçiyor. Ayakkabı açık olsa bile tabanı daha dolu ayakkabılar çok daha sağlıklı. Bu tarz ayakkabılar tercih edilmezse, bel problemleri yazın daha çok olur. Düz ayakkabı giyerek hareket etmek beli rahatsız eder. Bunun dışında, açık ayakkabı giyince, tırnak problemleri daha ön plana çıkar; açık ayakkabı giyildiğinde parmaklar dışarıdan bir şeyin çarpması, girmesi gibi durumlara daha açık olur.

Bir yandan da deniz ve güneşin etkisiyle bazı ayak problemleri kendiliğinden çözülüyormuş gibi hissedilir; mesela mantar gibi sorunlar yazın kesilir. Çünkü açık ayakkabı giydiği için ayak hava alır, denize girince tuzlu su mantarın tüm reaksiyonunu durdurur. Ancak bu durum geçicidir”

BABETLER AYAĞA İYİ GELMİYOR

Tabanı dümdüz terliklerin ve babetlerin rahat olduğunu ama ayak sağlığına zarar verdiğini söyleyen Muğrabi, “Düz ayakkabı ya da terlikte, babette tek sıkıntı tabanın dümdüz olması. Ayak düz olmayı sevmiyor. Mutlaka bir desteğe ihtiyaç duyuyor ve ayak düzleştikçe bütün ayak sıkıntıları artıyor. Ayak yaylanmayı seven bir organ. Ayağın altına dümdüz bir şey koyduğumuz zaman oradaki yaylanma kabiliyeti bitiyor. Dolayısıyla diz ve bel şikayetleri artıyor.

Ayrıca ayak tüm yazaçık ayakkabılara alıştıktan sonra, kışın ucu sivri ya da kapalı ayakkabıya girince çekiç parmak, nasır gibi  ayağın ön tarafıyla ilgili bütün sorunlar artıyor. Ekim ayı bu sorunların başlama ayıdır,” diyor.

Sürekli aynı ayakkabıyı giymenin zararlarını da anlatan Op. Dr. Selim Muğrabi, “Hep aynı ayakkabı giyilmemeli,” diyor ve ekliyor; “Ayak biçimi üçe ayrılır; normal ayak, düztaban var, yüksek kavis… Ayakkabı alırken bunu göz önünde bulundurmak gerekir.

Normal ayağa sahip biri, her ayakkabı çeşidinden eşit oranda giymeli. Düz ayakkabı da, yüksek topuk da giyebilir. Tek dikkat edilmesi gereken ayağının kaslarını zorlamamak. Bir ayakkabı sürekli kullanıldığında ayak ona adapte oluyor. Sonra başka birine geçtiğinde zorlanıyor.”

AYAĞINIZA GÖRE AYAKKABI SEÇİN!

•    Eğer kişide düz tabanlık varsa, overprone, hiperprone ayakkabı alınmalı. Yani içi destekli, mümkünse topuk destekli bir ayakkabı.

•    Eğer yüksek kavisli bir ayağı olan biri her zaman dolgu topuk platformla rahat olursunuz. Çünkü bu kişilerin aşili kısadır.

•    Düz tabanlar; içi destekli ayakkabı giymeli. Düz babet tipi ayakkabılardan uzak durmalı! Normal tabanlar; her ayakkabıdan eşit saatte eşit oranda giymeli. Yüksek kavisliler; mümkün olduğunca dolgu topuk platform ayakkabı giymeli.

•    Hiçbir ayakkabı üst üste 2 günden daha fazla giyilmemeli. Çünkü ayağın verdiği yük nedeniyle ayakkabı deforme olur. Minimum iki çift ayakkabı olması gerekiyor. Ayakkabıdaki malzemenin esnekliğinin kaybolmaması gerekiyor. Bir de üst üste aynı ayakkabıyı giymek hijyen açısından da uygun değil.