Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, akne konusunda sık yapılan hataları sıraladı.

Akne 12-30 yaşları arasında sık rastlanan bir durumdur. Herkes hayatı boyunca en az bir dönem bu şikayeti yaşar. Bu durumun olağan olduğunu düşünenlerin sayısı hala çok fazladır fakat şiddetli vakalarda önlem alınmaz ve tedavi uygulanmazsa görüntüsel ve ruhsal kalıcı tahribatlara yol açar. Tedavi ve hastalığa yaklaşımla ilgili hekimleri yoran ve yanlış yapılan durumlar şöyle özetlenebilir

1. “Akne ile sivilce aynı anlama gelmez”

 Bazen hastalar durumunun akne değil sivilce olduğunu vurgular ki bu algı yanlıştır. Aknenin tipleri olduğundan bahsedilebilir. “Vulger” adı verilen basit akneden “nodulokistik” dediğimiz şiddetli akneye kadar değişik görünümler sergilerler.

2. “Sivilceyi sıkarsam yara olur ve iyileşir”

Her çıkan sivilcenin sıkılması tedaviye katkıda bulunmak bir yana, telafisi olmayan izlerin ortaya çıkmasına ve aknenin yaygınlaşmasına neden olur.

3. “Ergenlik dönemi geçince sivilceler de geçer”

Sivilceler konusunda ergenlik nedeni ile oluştuklarını düşünüp tedavi yoluna gitmemek son derece yanlıştır. Aknenin tedavisini geciktirmek, kendiliğinden düzelmesini beklemek, yapılacak en büyük ihmaldir. Üzerinden yılların geçmesini beklerken akne yerini kalıcı izlere bırakır.

4. “Yoğurt, diş macunu ve sabun köpüğü sivilceleri kurutan doğal ilaçlardır”

Son yıllarda daha az rastladığımız ama daha önceleri sıkça gördüğümüz yoğurt, diş macunu, sabun köpüğü sürerek saatlerce beklemek tedavi yöntemi değildir. Bu tür uygulamalar, deride enfeksiyonların artmasına, kalıcı kızarıklıklara ya da lekelenmelere neden olabilir. Deride alerjik reaksiyonlar görülebilir.

5. “Kapatıcı kullanmak hem güzel bir görünüm sağlar hem de sivilceyi kurutur”

Fondoten ya da pudra kullanımı sivilceyi sadece kapatır. Ancak güzel görünmek için yaptığınız bu uygulama yeni sivilce oluşmasına neden olur. Özellikle siyah nokta veya beyaz nokta tarzındaki komedojenik sivilcelerin ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir.

6. “Sivilce için uygulanan tedaviler ciltte başka hasarlara neden olur”

Akne, farklı şekillerde tedavisi mükemmel sonuçlara varan bir hastalıktır. Tedavi sürecinde kızarıklık, kaşıntı, pullanma ve kurumanın yaşanması tedavinin yanlış olduğu anlamına gelmez. Bazı hassas ciltlerdeki aşırı tepki doktora tekrar başvurulduğunda alınacak önlemlerle düzelir. Bu sonuçlar hekimin ya da ilaçların yanlış olduğu anlamına gelmemelidir.

7. “Şiddetli vakalarda ağızdan kullanılan ilaçlar hastaya zarar verir”

Nodulakistik ya da daha şiddetli akne tiplerinde ağızdan verilen doğum kontrol veya retinoik asit tedavileri hastanın hayatını riske atmak demek değildir. Uygun vakada gerekli takipler yapılmak kaydıyla kullanılacak bu tedaviler, hastaya zarar yerine yarar getirir. Unutulmaması gereken faktör, her ilacın kendine göre yan etkileri olduğudur.

8. “Retinoik asit tedavisi sonrasında hamile kalamam”

A vitamini derivesi olan retinoik asit tedavisi bir kısım akneli hastalarda hayat kurtarıcıdır. Sık olarak bahsi geçen bu tedavi sonrasında hamile kalınamayacağı endişesi tamamen yersizdir. İlacın kesilmesinden 2 ay sonrasında hamile kalmak isteyenler için risk yoktur fakat doktorunuzun da belirteceği üzere tedavi sürecinde hamilelik yasaktır.

9. “Tek reçete tedavi için yeterlidir”

Sivilce problemi yaşayan ve çoğunluğunu sabırsız gençlerin oluşturduğu bazı hastalar mevcut şikayetlerinin bir iki gün içinde geçmesini beklerler. Ne yazık ki; akne kronik bir durumdur ve tedavisi uzun soluklu, takip gerektiren, hastalığın farklı dönemlerinde farklı ilaç kullanımına ihtiyaç duyulan bir hastalıktır.

10. “Arkadaşıma iyi gelen sivilce ilacı benim cildimi de düzeltebilir”

Akne bir dermatolog için her yönüyle çok iyi bilinen bir hastalıktır. Aknenin çeşidi, nedenleri, tedavileri basitçe planlanabilir. Güzellik salonlarında yapılan yanlış uygulamalar, komşulardan alınan öneriler, eczacıya danışılarak kullanılan tedaviler bazen isabetli olabilir; ama çoğunlukla derin ve tedavisi güç izler bırakmaya ya da sivilcenin artmasına neden olur.