Deneylerde bölünmesi durmuş yorgun hücreler ortaya çıkarıldı. Bu hücreler kişi yaşlandıkça birikiyor.
Bilim adamları bulguların yaşlanma üzerine etkisinin büyük olacağına dikkat çekiyor.
Nature isimli dergide yayınlanan araştırmada “yaşlanan hücreler” üzerine odaklanıldı. Bu hücreler yeni hücrelere bölünmeyi durduruyor ve tümörlerin gelişiminde büyük bir etkiye sahip oluyor.
Bağışıklık sistemi söz konusu hücreleri temizlemekle görevlendiriliyor, ancak hücreler yine de zamanla birikiyor. Yaşlı kişilerin vücudundaki hücrelerin %10’luk bir kısmı bu hücrelerden oluşuyor.
Mayo Klinik bilim adamları genetiği oynanmış farelerde bu hücreleri öldürmenin bir yolunu keşfetti. Hayvanlar normaldekinden daha hızlı yaşlanacak ve ilaç verildiğinde ihtiyar hücreleri ölecektir.
Uzmanlar yaşlanmanın 3 belirtisine odaklandı: Gözde katarakt oluşumu, kasların yorulması ve cildin altındaki yağ dokusunda azalma.
Hayvanlar yaşlandığında ve ilaç verildiğinde bu 3 belirtide beklenmeyecek düzeyde değişiklikler gözlemlendi.Kas fonksiyonlarında gelişim kaydedildi.
Dr. James Kirkland, ” Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedim.” dedi.
Dr. Jan van Deursen ise ” Gördüğümüz etki karşısında çok şaşırmıştık. Bunun gerçekten önemli bir yapı taşı olacağını düşünüyorum,” dedi.
Bu tedavinin yaşam süresi üzerinde ise hiç bir etkisi bulunmuyor. Ancak bunun sebebinin farelerin genetik olarak oynanmış olabileceği de düşünülüyor.
Sonsuz gençlik mümkün olabilir mi?
Araştırma insanlarda yaşlanmanın etkilerinin silinebileceği umudunu arttırdı. Ancak önemli bir nokta da yaşlanan hücrelerin insanlarda öylece yok edilemeyecek olması.
Dr. Deursen, ” Ben bu konuda oldukça iyimserim. Hiç kimse yaşam kalitesi çok düşük olduğunda yaşamak istemez. Eğer bağışıklık sistemini bir ölçüde güçlendirmeyi başarabilirsek, yaşlanan hücreler de bu sayede yok olabilir.Ya da yaşlanan hücreleri hedef alacak bir ilaç geliştirilebilir,” diyor.
Dr. Jesus Gil ise bulguların dikkatle incelenmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyor.
Ancak aynı zamanda yaşlanan hücrelerden kurtulmak mümkün olursa yaşlanma sürecinin etkilerinin de yok denecek kadar aza indirgenebileceğine dikkat çekiyor.