Türkiye’de her 10 kadından birinde vajinismus hastalığı bulunduğunu kaydeden Psikiyatrist Uzman Dr. Şükran Telci, bir kadının yatak odasının perdesine verdiği önem kadar kendi cinselliği ve bedenine önem vermediğini söyledi.
Tek tedavisi cinsel terapi
Yanlış tedavilere prim verilmemesi gerektiği uyarısında da bulunan Uzman Dr. Telci, şöyle devam etti: “Vajinismusun tedavisinde cerrahi girişimlerin ve ilaç tedavisinin yeri yoktur. Sıcak- soğuk su banyoları, lokal anestezik jel uygulaması, alkol alımı, kas gevşetici, sakinleştirici ve depresyon ilaçlarının kullanımıyla ortadan kalkmadığı bilinmelidir. Zarla ilgisi olmadığından zarı ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar da vajinismusu düzeltmez. Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir. Tedavi süreci genellikle 2- 3 ayda, 6- 8 tedavi oturumunda sonlandırılır. Cinsel terapiye verilen tepki mükemmeldir. Kanıtlar, bu durumun altındaki patolojinin vajinal girişi koruyan kasların koşullandırılmış bir reaksiyonu olduğunu göstermektedir.”
Cinsellik kadında tabu
Türk kadınında cinselliğin, yaşama özgürlüğü erkeğin tekelindeymiş gibi yetiştirildiği için tabu haline geldiğini dile getiren Uzman Dr. Telci, şunları anlattı: “Cinsellik doğuştan kazanılan bir yetenek değildir. Cinsellik, seks bir sanattır. Kitap okuması, bedenini tanıması lazım. Kadınlarımız ilk gece ve doğum olaylarına karşın ’çok kan akacak, parçalanacak, çok acı çekiliyor’ gibi doğru olmayan söylemlerle olumsuz etkileniyor. Bunu kimden duyduğunu sorduğumuzda da direkt yaşayan birinden değil de ikinci, üçüncü kişilerin ifadeleri olduğunu görüyoruz. Cinselliğe bakışın tutucu olduğu toplumlarda yetişen, kaygı düzeyi yüksek, takıntılı ve mükemmeliyetçi, fobik ve herşeyden korkan yapısal özellikleri olan kadınlar risk grubunu oluşturuyor.”